SÜSLÜMANLARIN SONBAHARI

 

Bugün 1 Eylül 2024 Pazar, Ankara… Yaz bitti, süslümanların sonbaharı başlıyor. Yaz boyu süren boğucu sıcaklardan sonra serinleten yoğun yağmur ferahlatıcı günlerin habercisi mi?. Harp okullarının mezuniyet törenlerinden öğrendik ki, Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarının üçünü de kız öğrenciler bu yıl birincilikle bitirmiş.

Kara Harp okulunu Ebru Eroğlu, Deniz Harp okulunu Şeyda Yıldırım, Hava Harp okulunu  İkra kuyumcu  birinci olarak bitirmiş. İç haberleri izlemediğim için sevgili Murat Yetkin’in yazısından öğrendim. Kara Harp Okulu mezunlarının Kılıç Çatma töreni diye bir gelenekleri varmış. Gençler o şölen havasında kılıçlarını çatarken Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye yüksek sesle sevinmek gibi bir günah işlemişler.

Ayrıca, Teğmen Ebru Eroğlu dönem birincisi olarak arkadaşlarına subay yemini ettirmiş. Yetkin yazısına videosunu koymuş. Ufak tefek, sıska bir genç kız ama bağırarak arkadaşlarına tane tane yemin ettirirken sesinin gücünü, çakı gibi duruşunu, öz güvenini Atatürk’ten aldığını kör bile sezebilir. Gözlerim nemlenerek Teğmeni evladım gibi izledim.

İnanılır gibi değil, Murat Yetkin yazmasa abartı dersiniz. Özetlediğim bu manzara üzerine Aman Allah ortalık iyice karışmış. Bu gençler meğer geleceğin darbecileriymiş, hepsi cezalandırılmalıymış; Türk Silahlı Kuvvetleri peygamber Ordusu ya Nasıl namahrem komutan olurmuş? Buraya kadar ciddiye almamak için Zaytung filan demeyin. Dürrizade Erbaş efendi bu yıl da 30 Ağustos Cuma hutbesinde Atatürk’ü yok saymak hadsizlik ve terbiyesizliğini göstermiş; eh! halkımızı dediği gibi imam yellenirse cemaat uçar.

Şu kaderin cilvesine, Süslümanların kör talihine bakın. Kadın Millî Voleybol takımımıza kahroldukları yetmedi şimdi de kadın komutanlar. Yalnız böyle ironiyle geçiştirilemeyecek kadar ciiddi, vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Siyasal iktidardan devşirdikleri güç ve cesaretle sinir uçlarımızla oynuyorlar. Çevremde gözlemliyorum insanlar patlamaya hazır barut fıçısı. Ben bile 90 yaşıma iki buçuk adım kala doğru dürüst yürümekte zorlanırken öfkeyle bastonumu kapıp sokağa fırlayacak kadar stres içindeyim. Karşıma çıkacak ilk kara cübbeli Atatürk düşmanının beynini patlatmak üzere. Bu çok tehlikeli gerginliği düşürmek lâzım yoksa herkes altında kalır