Sinan Ateş davası bugün sözüm ona bir dizi mahkumiyetle alelacele bitirildi. Karar önceden verildiği için Hâkim kimseye kulak asmayıp tüm talepleri reddetti ve bildiğini okudu. Başta yaşlı Anne, acılı aile çok mutsuz ve tepkili çünkü Sinan konumundaki saygın birinin, zehir torbacısı ayaktakımı bir katille herhangi bir alışverişi, kişisel ilişkisi olamaz. Zaten katilin parayla kiralandığı da aşikâr. Kişisel alacak verecek meselesi olsa tetikçinin çakarlı araçla polis refakatinde İstanbul’dan Ankara’ya taşınması, eski polis MİT’çi filan kişilerin cinayet planlamasında rol alması olacak iş mi? Sorun iki kişiye düğümlenmiş olsa bir sürü tutuklu/şüpheli neyin nesi? Akla ziyan bir senaryoya inanmamız isteniyor.
Sabah Bahçeli namuslu her yurtseverin tüylerini diken diken edecek dehşetengiz bir konuşma yaptı. Ben öylesine üzüldüm ve olumsuz etkilendim ki, öğleden sonra internetten bulup indirdiğim 41 buçuk dakikalık videoyu bilgisayarımda kesip biçtim, Sinan Ateş’le ilgili 10 dakikalık kısmını ayırdım; ibreti âlem için yazıma iliştiriyorum.
Bahçeli’den 11 yaş büyük bir Aksakalım ama üzüntümün yoğun tepkimin nedeni aşırı yaşlılık değil. Sinan’ı çok özel duygusal bir nedenle başından beri kendi evladım gibi gördüm. Bana Gaffar Okkan’ı hatırlattığı için. Soğuk ama güneşli bir Kars sabahı, zırhlı araçla Iğdır’a hareket öncesi Gaffar karşımda çok ciddi ama sıcak/yakınlık dolu gözlerle hala bana bakıyor. Bir gece önce uzun uzun lafladık. Aramızda dikenli/özel konuları tereddütsüz tartışacak kadar çabuk bir güven duygusu oluşmuştu. Kısmen dağlık ve sanırım 160 km’lik yol o tarihlerde güvensizdi. Iğdır’dan gelecek zırhlı aracın yarı yolda beni alması gerekiyordu. Gaffar bu yarı yolda değişime olmaz dedi. Özel muamele yapılmasına kesin karşı çıktığımda beni razı etmek için Iğdır’daki meslektaşına güvenmediğini hiç istemeden söylemek zorunda kalmıştı. Aradan kırk yıla yakın çok uzun bir zaman geçtiği için şimdi yazabiliyorum.
Sinan’ın Gaffar gibi çabucak tam güven duyacağım biri olduğu konusunda kuşkum yok. Nitekim MHP içindeki olayda da ne kadar güvenilir olduğunu hayati tehlike altında olmasına rağmen ispatlamış bulunuyor. Dürüstlüğünün, yurtseverliğinin kurbanı olduğuna eminim. Bu yüzden aziz hatırasına yapılan saygısızlık benim canımı çok acıtıyor.
Para karşılığı cana kıyabilen Eray Özyağcı’nın gözümde bir kara sinek kadar değeri yok. Ama bazı kahpeler ona kendi başına düşünmesi imkânsız bir kahpelik öğretmişler; yazılı ifadesinde öldürme kastıyla hareke ettiğini sonunda itiraf ederken bu benim onurumdur şerefimdir mealinde laf ettiğini öğrenince cinler benim tepeme çıktı.
Sadece kestiğim video parçasını değil, Bahçeli’nin konuşmasının o bölümünün transcriptini de çıkarıp word’a yapıştırdım, onu da ekliyorum. Sözlü/yazılı formda Sitemde bulunmalı. 386 sözcükten oluşan bu metinde MHP’ye yöneltilen “şerefsizce suçlamalar”, “uzaktan kumandalı siyasi kışkırtmalar” dört kelimeden ibaret bir açıklamaya dayandırılıyor: “organize Pensilvanya operasyonu çekilmesi”.
Devlet Bey bakınız ben kesinlikle sözünü ettiğiniz MHP düşmanlarından değilim. Tersine can dostum, rahmetli meslektaşım BE Gündüz Aktan iyi zamanlarınızda sizin milletvekilliğinizi yaptı. İkimizin özel yakınlığı dışişlerinde iyi bilinir; emeklilik dönemimizde de iki küsur yıl ASAM’da beraber çalıştık.
MHP’nin düşmanı değilim ama ÖzgürÖzel’den de hiç haz etmiyorum. Öncülü Kemal Bey hakkında yazdığım çok ağır bir yazı Sitemde kayıtlı (11 Temmuz 2024 Aksakalın Güncesi). Kısacası size iç siyasete hiç bulaşmamış, Türk töresine göre 11 yaş büyüğünüz bir yüksek devlet görevlisi, siyasi kışkırtmaların işlemeyeceği kadar tecrübeli bir Büyükelçi eskisi olarak hitap ediyorum.
Devlet Bey, görevlerini yapan üç yiğit gazeteciye (Ağırel, Soykan ve Pehlivan) 3 – 4 soytarı muhabir diye hakaret etmeniz sadece vahim bir haksızlık değil ayrıca çok da yanlış. Bakınız SS Süleyman döneminde ülkeye doluşan mafya çeteleri Ağırel’in katli için ihale açtı. Siz “ayağınızı denk alın” diye göz dağı verince bugün soysuzun biri Ateş’in ablasına saldırdı. Millet olarak huzura ve barışa hasretiz ETMEYİN EYLEMEYİN


