Aldous Huxley’in “Cesur Yeni Dünya” başlıklı romanı ilk gençlik yıllarımda şok etkisi yaratan bir kitap oldu. Yoğun edebiyat düşkünü bir oğlanın yaşam ve beğeni çizgisinde çok değişik bir yol açtı diyebilirim. Ukala dümbeleği sadece yazarları, sanatçıları, düşünürleri adam yerine koyar, mühendislere filan “toplumun işçi arıları” derdi. Eğlenceli bir bilmece olan “Cebir” hariç matematik rakamlarla vakit kaybettiren sıkıcı bir ders, hele ısı/sıvı ölçümleri filan yapan kimya ve fizik tahammülfersa uğraşlardı.
Huxley’in bir edebiyatçı ustalığıyla yarattığı birkaç yüzyıl sonrasının dünyası sahici ve çarpıcıydı. Geleceği edebiyatçıların değil hafife aldığı mühendis ve bilim insanlarının şekillendireceğine, romanıyla bir balyoz gibi kafasına indiği ukala oğlanı inandırdı. Ukrayna savaşı ertesinde dünya siyaseti özellikle bu yıl başından itibaren tehlikeli biçimde karışınca duramayıp web sitemde “Ahlaksız Yeni Dünya/Aldous Huxley’in anısına” başlığıyla bir düzine kısa yazı yayınladım. Mülkiye’li bir can dostum geçen gün beni “Siten tehlikede” diye uyarınca bu özet açıklamayı kaleme almak vacip oldu.
Uyarı kısaca şu: “İstanbul’da bir lisenin edebiyat öğretmeni öğrencilerine Aldous Huxley’in başyapıtı kabul edilen distopyası Cesur Yeni Dünya’yı okumalarını söylemiş. Kitabı inceleyen veli “Burada toplu seks çağrısı” yapılıyor diyerek öğretmeni ve okulu hedef gösteren video çekip sosyal medyada yaymaya başlamış. Bazı yayıncılar da veliyi haklı bularak olayı paylaşmış” Ekli linke tıklayıp şikâyet videosunu izledim: https://twitter.com/aykiricomtr/status/1771507233135722946?s=48&t=qLRRm99HfXALqyHZcQUAcw
Siz de izlerseniz göreceksiniz. Videonun üzerine “TOPLU SEKS UÇURUR” diye büyük harflerle değişmeyen bir cümle yapıştırılmış. Öğretmeninin 14 yaşındaki onuncu sınıf öğrencilerine bu kitabı okuyacaksınız diye talimat verdiği ve okumayan, almayana da not ortalamasından on puan düşeceğini söylediği iddia ediliyor. Kitabın içerisinde enteresan yerler mevcut denerek, “işte toplu seks poplu seks uçurur” diye 101. sayfa gösteriliyor. Ayrıca, kitabın arka sayfası görüntülenerek yazarının “ben keyif aramıyorum gerçek tehlike istiyorum, günah istiyorum” dediği belgeleniyor (!). Kullanılan Türkçe fevkalade kötü olduğu için düzelterek özetledim ama anlama sadık kaldım. İşte veli bu şekilde şikayetçi olmuş.
Valla son baskıyı ilk kez görüyorum. Bendeki nüsha çok eski, nerede bilmem. Bu toplu seks işinden zihnimde pek iz kalmamış ama kalanı özetliyeyim. İlk kez seri üretime giderek sanayide çığır açan Henry Ford ileri teknoloji çağında Hazreti İsa’nın yerine ikame oluyor, Milat Ford’a göre yürüyor, tarih böyle hesaplanıyor. İnsanoğlu artık hayvanlar gibi bazen kan revan içinde doğum yapmıyor. Embriyolar kavanozlarda gelişiyor. Üremek için sekse ihtiyaç kalmayınca insanların evlenmesi şart değil, Yunus balıkları gibi canları çekince seks yapıyorlar. Bilim embriyoları ihtiyaca göre genlerini düzenleyerek kategorilere ayırıyor. En aşağıda, yemek kuyruğunda aç beklerken bile Kurum’a vereceğim diyen bizim Epsilonlar yer alıyor. En yukarda ise Trump, Putin ve dünya liderimiz gibi Alphalar yönetici olarak bulunuyor. Yalnız bu yeni dünyada bütün kategoriler çok memnun, mesut, bahtiyar. Beyinlerine dijital yöntemlerle kendi sınıflarında ne kadar mutlu oldukları enjekte ediliyor. Bizim ejder meyvesi yiyen Alpha Süslümanlarla , çöpten çürümüş sebze toplayan Epsilonlar arasında hiçbir mutluluk farkı olmadığı gibi. Şikayetçi olan veli kitabı okuma zahmetine katlansaydı, günümüzdeki hastalıklı toplu seks olayının Cesur Yeni Dünyada çok anlamsız görüneceğini kavrayabilirdi.
Beni uyaran dostum Sitemdeki ikinci bir önemli sakıncaya da dikkatimi çekti. Bloglara “Hakkımda” bölümü koyup kendinden bahsetmen şartmış. Hiç hoşuma gitmedi ama Site yöneticisi torunum mecbur etti. Kısa metnin sonuna renklensin diye iki rasathane minyatürü koymuştum. “Osmanlı Devleti Ulemadan Takiyüddin Efendinin İstanbul’da kurduğu ve bir süre astronomi gözlem ve hesapları yapan rasathaneyi 17. Yüzyılın eşiğinde bilime muhalif bir tarikatın etkisindeki Şeyhülislam Kadızade’nin fetvası ile 1580 yılında denizden topa tutarak yıktırabilmiştir” kısa açıklamasıyla.
Bu eksik bir açıklamaymış. Meğer rasathaneden teleskoplarla meleklerin bacakları dikizleniyormuş. Melek bu; insanlar gibi kötülük aklına gelmez, tedbir almayabilir. Ya bacakların daha yukarısı da görünüyor ise, değil mi ya? Dostuma teşekkürle şimdi düzeltiyorum. Asıl vahim olan sanki çok lâzımmış gibi dipnot olarak şu cümleyi eklemişim:
“Kadızadenin günümüzdeki vekili, gerçekte Dürrizade’nin yeniden hayata dönen kişiliği olan Ulemadan Ali Erbaş “ilim/bilim” söz konusu olduğunda Rehberlerinden geri kalmıyor”.
Dostuma “yaw!!! ben fasih İngilizce konuşan (videosunu izledim) çok değerli bir din âlimi ve devlet büyüğümüz Ali Erbaş’a hiç toz kondurur muyum? Derin bilgi ve etkin icraatını Osmanlı Devleti geleneği ile irtibatlandırmak neden yanlış olsun ki?” yolunda bir savunma yaptım. Dostum yaşlı, ikazına itibar edecek değilim, ancak Z Kuşağı tarafından uyarılırsam hatamı kabul ederim, bilakis.


