NEFRET SÖYLEMİNE HAYIR

Ülkemize bir karabasan gibi çöken Cumhur İttifakı bizleri insanlıktan çıkarıp yırtıcı sırtlanlara dönüştürmek için elinden geleni ardına koymuyor. Vahşi bir sırtlanı belirleyen en temel özellik hiçbir kural tanımaması, kurbanını en acımasız şekilde canlı canlı, büyük acılar çektirerek yemeğe çalışmasıdır. Oysa, doğada avını parçalara ayırmadan önce öldüren asil yırtıcılar da vardır. Bunların önce öldürme sonra parçalama/yeme eylemleri, avın küçük/büyük, tehlikeli/tehlikesiz oluşundan bağımsız ve içgüdüseldir. Bu asil hayvanların arasına zaman içinde insan olmayı becerebilmiş az sayıda bazı iki ayaklıları da katabiliriz.

İnsan olmayı beceremeyen iki ayaklılara en anlamlı örnek mesela Donald Trump’tır. Bir başka parlak örnek Netenyahu’dur. İnsan görünümlü olsa da bu farklı türün genetik yapısını bilim insanları ilerde daha ayrıntılı inceleyeceklerdir. Bugünden bildiğimiz bunların başat özelliğinin kanun/kural tanımamasıdır. Hep kaba güç kullanma eğilimindedirler. Kendilerinden üstün bir güç karşısında olduklarını kavradıklarında ise kesinlikle mücadeleye girişmez, yalvarma/yakarma, sırnaşma/yılışma, en cıvık yaltaklanma ve sahte dost görünme tekniklerine başvurarak kendilerini kurtarmaya çalışırlar. Önlerindeki engeller bir şekilde kalkarsa doğalarındaki acımasız yırtıcı sırtlan yeniden ortaya çıkar.

Dünyamıza, halen kahir çoğunluğunu siyasetçi/yönetici sınıfının oluşturduğu işte bu sırtlanın türevleri egemendir. Günümüz bilimi bize yaklaşık 100 000 yıldır gezegenimize tek başına Homo Sapiens’in hakim olduğunu söylüyor. Daha önce iki milyon yıl kadar bize çok benzeyen Homo Erectus yaşayan tek insan türü imiş. Sonra bizimle bir arada 200 000 yıl filan yaşayıp ortadan kayboluvermişler. Peki günümüzde insan kılığındaki bu sırtlanlar neyin nesi?. Sordum ve cevabını TENGRİ’den aldım. Kırk yaşından küçük kardeşlerim (Sedat Peker’in kulakları çınlasın) size işin iç yüzünü anlatacağım ama bugün benim derdim başka.

Gazze’de çoluk çocuk insanlar her gün öldürüldükçe her birimizin insanlığı örseleniyor, manen yara bere içinde kalıyoruz. Azgın Netenyahu sırtlanına duyduğumuz öfke bizi neredeyse bir Alman Nazi subayına dönüştürecek. Gençler veba gibi yayılan bu tiksindirici havaya kapılmamalıyız çünkü biz Türküz, biz Anadolu’yuz. Vahşete dönüşen bir askeri işgali defettikten sonra komşumuz Yunanlılara el uzatabilen Gazinin aziz mirasının sahipleriyiz. İnsan evladıyla sırtlanları ayırabilen, zayıfı koruyan bir Tarihin varisleriyiz. Anadolumuzun Türk’ü Rumu, Kürdü Lazı, Ermenisi Musevisi tüm etnik renkleri zor zamanda bir araya gelebildiği için Türkiye içten dıştan karıştırılan bunca melanete rağmen bugün hala ayakta.

Bu yazıma eklediğim videoda gencecik bir kız İsrail’de bizim bir ezgimizi Türkçe söylemeye çalışıyor. Ülkemizin içinde bunca nefret söylemi pompalanırken bazılarınızın bu müziği gözleri nemlenerek izleyeceğini biliyorum. Bu kız çocuğu İsrail’de yaşadığı için muhtemelen Türkçe bilmiyor olabilir ama benim gözümde oraya göçmeye mecbur kalan bizim Musevi yurttaşlarımızın simgesi. Bir yıldır savaş içinde olunmasına rağmen Netanyahu aleyhine çoluk çocuk sokaklara dökülen İsrail halkı içinde önemli sayıda yer aldıklarına da inanıyorum çünkü onları TÜRK.