KADER GÜNÜ mü?

Doksan yaşına 3 adım kalmış bir aksakal olarak benim çok mutsuz bir günüm. Yarın yerel seçimler yapılacak. İktidar genel seçimlere kadar birkaç yıl daha iktidarda durabileceği için “otokrasi” süresini kesintisiz çeyrek yüzyıla çıkarmak amacıyla her şeyi yapacaktır.

Devletin ordu/jandarma/polis dahil tüm kurumları, Bakanlar Kurulu, medyaya tamamen hâkim olan yandaş/yalaka basının mensupları, kamu kaynaklarından pay koparmak için aralarında kavga eden tarikatlar/cemaatler, özel ihtiyaçlara göre neredeyse iki yüz defa değiştirilen bir yasa ile bütçeden büyük ihaleler koparmakta bizi dünya birinciliğine oturtan beşli onlu çeteler, yabancı istihbarat örgütleri, zehir ticaretini Kolombiya’daki ünlü merkezden Türkiye’ye taşıyıp, şehirlerimizde birbirini kurşunlayan mafya üyeleri, TC’yi gözden çıkarıp bencil/minik çıkarlarını önceleyen tüm cici muhalefet bloku ve en kötüsü “mevcut iktidarın yerine sağcı/solcu kim gelirse gelsin bizi zorlayacağı kesindir; öngörülmesi mümkün olmayan çok oynak/tehlikeli uluslararası şartlarda Türkiye’de siyasal değişiklik çıkarımıza olmaz” diye düşünen ve bu doğrultuda davranan ABD’den, AB ve Rusya’ya dış dünya güçlerinin hepsi bu seçimlerde açıkça taraf.

Doğaldır, hiç kızıp gücenmeyelim. BM istatistikleri ve güvenilir uluslararası kurumların ölçümlerinde Venezuela, Arjantin yanında Sudan v.b. gibi bazı Asya/Afrika ülkelerinin sıralandığı listelerde yer alan zayıf bir Türkiye’ye söz dinletmek herkes için daha kolay olur. Varsayalım ki, bu heyula destek kadrosuna rağmen muhalefet seçimlerde ön aldı. Bir tek İstanbul’un kaybı bile iktidar için hem çok ciddi bir itibar kaybı, hem de dört gözle beklenen para kaynaklarının kuruması demektir. Bu meşum akıbeti önlemenin kolayı var: YSK’ya gene talimat verilir, bir bahaneyle seçimler iptal edilebilir. Bahçeli’nin Anayasa mahkemesi Başkanını aşağıladığı, üç buçuk MHP iltisaklı yargıcın hükmünün yürüdüğü hukukun guguk olduğu bir ülkede seçimlerin bitip, hır çıkmadığını görmeden sevinmek olası mı?

Ben çok üzgünüm ve kısa vade için endişeliyim. Ancak, Cübbeli’nin simgesi hatta gayrı resmi sözcüsü olduğu bir zihniyetin tüm çılgın Türklerin zihin ve gönüllerine kazınmış Ata’mızın manevi mirasını yok etmeyi başaramayacağına eminim. Bu çağdaş yaşamın da zorladığı nesnel bir sonuç, hayal/umut değil. Umarım necip milletimiz Arap değil Türk olduğunu hatırlar ve yerel seçimlerde TC düşmanlarını anlayacakları şekilde uyarır.