Tamam, tâlimatlara uyup iç siyasetten uzak duruyorum. Ama şimdi fark ettim ki, aydınların şehidi Sinan Ateş’in mahkemesi, polisleri tutuklattıran Ayhan Bora Kaplan filan derken biz iyice dışarıya kendimizi kapatmışız. Dünyadaki gelişmeler de inanılır gibi değil. Neyse ki, rezillikler arasında özlü bir fark var.
İçeride olan biten yüreğimizi kanatıyor, öfke nöbetlerine yol açıyor. Gazze’de çoluk çocuğun ısrarla katli, Ukrayna’da mevcut durumu değiştirmeyeceği bilindiği halde insanların boşuna ölmesi de çok üzücü. Ancak, yabancılar söz konusu olduğunda tepkiniz kolayca kara mizaha dönüşebiliyor.
Savaşların nedeni belli. Dünya silah üretiminin yaklaşık üçte ikisinin sahibi ABD başka türlü malını nasıl satacak? Kaderin cilvesine bakın, bir Kemal Bey de onların başında. Gelecek Kasım seçiminde rakibi Trump’a kaybedeceği kesin görünen Biden, çekilmem diye kıyameti koparıyor.
Karşısındaki rakip insan türünden sayılmaz. Yakan/dolan/talan şampiyonu, pornosever sarı Amerikan Gulyabanisi ve yargı çabuk işlese hapse tıkılacağı kesin Homo Erectus’un biri. Kem söz sevmem ancak siz “beter olsunlar” derseniz gıkım çıkmaz.
Bunak Biden’ı bir formül bulup 19 Ağustos’ta sepetleyemezler ise yandı gülüm keten helva. Asıl kara mizah Trump’ın Ukrayna saçmalığını bitirecek olması. Dünya tersine döndü diyebiliriz. Gerçekten çok acayip şeyler oluyor. Aldous Huxley anısına Güncem’de bir düzine yazı kaleme almam acaba bir önsezi miydi? Böyle giderse bundan sonrası O’nun dünyası


