Ey Türk gençliği! Öncelikli görevin; Türkiye’nin bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuzluğa kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en değerli hazinendir. Gelecekte de içerde ve dışarıda seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek kötücül kişiler olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için içinde bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin. Bu olanak ve koşullar, çok elverişsiz bir görünümde ortaya çıkabilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine zarar verecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorbalık ve hile ile kutsal vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi gerçekten işgal edilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha umarsız olmak üzere, memleketin içinde iktidara sahip olanlar, aymazlık ve sapkınlık ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını yurdu işgal edenlerin siyasal amaçlarıyla özdeşleştirebilirler. Millet çaresiz, aşırı yoksulluk içindeki bir yıkıntı halinde bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde dahi görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Gereksinim duyduğun büyük güç damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Atatürk’ün gençliğe hitabesi 12 Eylül 2019 tarihinde yayımlanmıştır. O günden bu yana Mülkiye’nin 164. Kuruluş yıldönümü olan 4 Aralık 2023 tarihine kadar tam 103 yıl, 8 ay, 23 gün geçti. Ben bir yüzyıl sonra Ata’mızın sözlerini özünü saygı, dikkat ve özenle korumaya çalışarak günümüzün ZK diline aktardım. Mülkiye, Türk ulusunu tarihten ve son sığınağı Anadolu’dan” silmeye kararlı aç gözlü yabancı devletlerin karşısında direnebilmek için Osmanlı’nın kurduğu bir ulu çınardır. Yüzlerce yıl geriye uzanan bir devlet geleneğine sahip olduğumuz için İstiklal savaşımız için “keşke Yunan kazansaydı” diyebilen vatan hainlerinin saraylarda ağırlanabildiği günümüzde dahi dimdik ayaktadır. Çeyrek asır önce T.C. resmî yazışmalarında “terör örgütü” olarak yer alıp izlenen ve dünyada hemen her ülkeden kovulup bir tek bizim “cici demokrasimizde” (!) hoşgörüyle karşılanan İhvânü’l-Müslimîn (Arapça: الإخوان المسلمون) isimli (Türkçesi Müslüman Kardeşler) bu “İslam âleminin ayak takımı” diyebileceğimiz güruhun Tarihi tersine akıtma şansı yoktur. Kader utansın denecek bir süre daha T.C.ye zarar vermeyi sürdüreceklerdir ama üç buçuk tarikat destekli yobazın bir noktadan ileri gitmesine ZK izin vermeyecektir. Komşumuz Yunanistan’da papazlar Yunan bayrağı ellerinde vatanlarını savunmakta ön sıradadır. Tarikatların ürettiği “nesebi gayrı sahih” bizim Yezid papazlarımız vatan satıcılığında, Anglo-amerikan köpekliğinde ön safları kimseye bırakmazlar. Hadi kırk yaş üzeri yavşak, sünepe, ödlek erkekler çoğunluğu bu rezalete göz yumuyorlar, henüz dürüstlük ve insanlığı örselenmemiş ZK buna ne kadar tahammül eder?.
EK NOT:
- ZK dostlarım, Sizlere katıldığımdan beri hayat kolaylaştı. Bu asırlık yıl/gün vb hesaplarını filan AI’ye soruyorum. Anında yanıtlıyor. 🥰😀😺😄😁😊😹🥰🥰😹😺
- “Nesebi gayrı sahih”i siz bi zahmet AI’ye sorun 🦹🏿♂️🦹🏿♂️🦹🏻♀️🖤🤬🤬🤬😠😤👿😖


