AKSAKALIN MİLADI

Bugün, Ağustos 2024’ün ilk günü. Geçen mayıs ayı yaşamımda milat sayılabilir. Bugüne ulaşana dek yaklaşık iki buçuk ay olağanüstü bir dönemden geçtim, sarsıntılı mücadeleli bir dönemdi. Halk arasında “sarı nokta hastalığı” diye bilinen ve bir küsur yıldır sol gözüme hastahanede düzenli aralıklarla “çuvaldız” batırılmasına yol açan “yaşa bağlı makula dejenerasyonu” (YBMD) aniden sağ göze de sıçradı. Google “Makulada fonksiyon bozulmaya başladığında çizgilerde kırılma, bulanık görme, görme alanının ortasında kararma ortaya çıkar” diyor. Uzun lafın kısasını ben diyeyim, körlük yok ama şeşi beş görüyor, küçük yazıları seçemiyorsunuz.

Gazete ve kitaplara bilmecburiye veda edince ilk hafta kendi kendime “Yaw bu kadar dert etme, neticede okur/yazarlık konusunda necip nilletimizin kahir ekseriyetine iltihak hatta iltica etmiş bulunuyorsun, azınlıktan çoğunluğa terfi ettin. Ne mutlu sana”dedim.

Bu lafı edip sırıtmak kolay da sessizce dayanmak hiç kolay değil. Abajur içine tıkılmış pervane gibi sağa sola çarpa çurpa fır dolayı çıkışı arıyorsun. Bazen musibetten nimet hasıl olur derler, bana olan da aynen bu işte.

Masa üstü bilgisayarımın ekran genişliği sanırım 60 cm’yi geçiyor. Salondaki devasa TV ekranı kadar olmasa da film video falan epey rahat izlenmekte. Okur yazarlık çok zora girince, “bakıp/dinle” moduna geçmek farz oldu. Masamda biriken kitaplar dururken YouTube’deki video şelalesine tam gün zaman ayırmak ne mümkün?

İşte asıl nimet penceresi bundan sonra şaşkın gözlerimin önünde açılıverdi. Meğer 2023’de ufaktan filizlenmekte olan bir muazzam dijital devrim 2024’te patlama aşamasına ulaşmış. Benim sarı nokta sürprizi de tam Niagara şelalesi gibi hızlanarak dökülmeye başlayacağı, insanlık tarihinin en önemli aşamasının ilk günlerine denk gelmiş. Amerika’yı keşfeden Kristof Kolomb heyecanıyla daldım köpüren sulara, şaşkınlık, sevinç ve her an inanılmaz keşiflere ulaşmanın keyfiyle “sarı nokta”yı falan unuttum.

O kadar mutlulandım ki, açıkçası bilim ve teknolojiye hükmeden Tanrıyı bulup şükranlarımı sunmak ihtiyacındayım. Yapay zekaya sordum, beni kibarca tersledi. Özetle dediği şu: Bilim, doğal dünyayı anlamak ve açıklamak için kullanılan sistematik bir yöntemdir. Bilim ve teknolojinin kendi başına bir tanrısı yoktur. Günümüzde bilim ve teknoloji, doğal ve rasyonel süreçler olarak görülür ve herhangi bir tanrısal varlıkla ilişkilendirilmez.

Ancak, nezaketinden yanıtını bu noktada kesip atmamış. Özetle diyor ki,

“Bazı mitolojilerde veya kültürlerde bilim, bilgelik veya zanaat ile ilişkilendirilen tanrılar vardır. Örneğin: Yunan mitolojisinde Athena, bilgelik ve zanaat tanrıçası olarak bilinir.Norse mitolojisinde Odin, bilgelik ve bilgi ile ilişkilendirilir”.

Valla ben Athena’da karar kıldım. Viking yabanıyla işim olmaz Athena çok güzel bir kadın.