AHLAKSIZ YENİ DÜNYA – 7

Aldous Huxley’in anısına

Ünlü aktör Roberto de Niro, Trump’ı yüksek sesle açık açık “narsisistik psikopat, sosyopat” olarak suçluyor -keşke çok sevildiği ülkemize gelip film çekse, biz de Trump’a öfkeliyiz (!). Bu karışık tanımlamanın düz Türkçe açılımı: kendini herkesten her şeyden yüksek gören, bencil ve acımasız (narsistik), empati, vicdan yoksunu, şiddete eğilimli, kanun kural tanımayan, ceberrut (= psikopat) ve hilekâr/üçkağıtçı tehlikeli kişi (sosyopat).

Trump 2018’de ciddi ciddi niyetlendiği halde ABD’yi NATO’dan çıkarmaya cesaret edememişti (nasıl caydırıldığını sonra öğrendik). Yeniden seçildiğinde deneyecektir; “tek adam” olarak etrafındaki kaliteli insanları temizledi, artık caydırabilecek adam da kalmadı diyorlar. Şimdi Avrupalıları bağıra çağıra tehdit ediyor. Üstelik savunma harcamaları için pamuk eller mutlaka cebe girecek demekle de yetinmiyor, yoksa sizi korumam diyor hatta (de Niro’yu haklı çıkaracak şekilde) “Rusya’yı ne isterse yapmaya teşvik ederim” mealinde laflar ediyor.

Dünya lideri Trump (öyle mi sahi?) deli bozuk olduğu da bilindiği için böyle ciddiye alınan bir korku rüzgârı estirince, eh Avrupa’ya da bir yiğit lâzım elbet. Milleti tedirgin eden ilk konuşmasında “gerekirse” Ukrayna’ya asker gönderme meselesinden üstünkörü/muğlak biçimde söz eden memur Macron fırsatı kaçırmayıp el yükseltti. Fransız siyasetçilerin sadece sol değil sağ kesiminin de ödünü patlattı, Fransızları bayağı telaşlandırdı. Liderlik cesaret gerektir ne yapsın diyebilirsiniz. Bir taşla iki kuş vurmayı istemiş de olabilir çünkü Ukrayna tarafında durumun özeti şu:

Rusya’ya karşı savaşı kazanamayacaklarını gören yüksek komuta heyeti görevden alındı. Çevresindeki nazi eğilimli küçük grubun etkisindeki meddah Zelenski’nin dizideki başkan rolüyle gerçek hayatta Başkanlık arasındaki farkın tam ayırdında olup olmadığı soru işareti. Ukrayna’lılara “topraklarınızı geri almak için ölmeye devam edin, Rusları yenilgiye uğratmanızı biz sağlarız” diyen şahin Victoria Nuland’ın defolup gitmesi açık bir işaret. ABD’nin hafiften kapı açtığı mızıkçılık Trump gelince sonuca bağlanır, dolarlar azalmaya başladı bile. Korkunç kayıplara uğramış olan Ukrayna ordusunun eline geçen her yeni ve sofistike silahın Ruslara geçen yaz olduğu gibi tahammül edebilecekleri ek zararlar vermekten başka faydası da yok.

Eski bankacı ve yatırım kayıp/kazanç hesaplama memuru Macron bu durumda hemen önlem alınması gereken açık ve yakın tehlikeyi ortalama siyasetçiden daha iyi görebilir. Savaşı sonuçlandırmaya katkı ihtimali olmadığı halde sırf Rusya’ya zarar vermek için geçen yaz boyunca dronlarla filan özellikle Karadeniz’de saldırılar yapıldı. Yıl sonuna kadar böyle devam edilirse sabrının sınırlarına kadar zorlanan Putin karşı kara harekâtına mecbur kalacaktır. Rusya’ya yakınlık duyan nüfusa sahip Donbas’a çabuk ulaşan Putin daha sonra bu bölgeyi tahkimle yetindi, maceraya heves etmedi. Savaşın yüksek kayıplara yol açan saldırı faslı, Batı’nın gazına gelen Ukrayna’ya kaldı. Rusya bu sırada temas hatlarında ileri geri harekâtla yetinip ana vatanda 150.000 kişilik bir ordu hazırladı.

Batılı çapsız siyasetçilerin aymazlığı Rusya’ya karşı gittikçe dozu artan saldırılara, yardımların teknik düzeyini Moskova’yı vurabilecek gelişmiş silahlar temini tehditlerine kadar yükselince Putin bir hatırlatma yapmak zorunda kaldı. Mealen verdiği mesaj şuydu: “zafer hayalleri kurarken sıkışan bir Rusya’nın elinde nükleer silah olduğunu unutmayın”. Bunun üzerine Batı’da hemen nükleer yaygara başladı. Macron bu tehlikeli ortamda efelenerek gerginlik duvarını karşılıklı korku şemsiyesi altında stabilize etmek istemiş de olabilir. Umarım hesabı budur. Gerçek şu ki stratejik saçmalığa dönüşen mevcut koşulları yumuşatacak adımları atmaya gecikmeden başlamak lâzım.