“Aksakalın Güncesi”ne Aldous Huxley Ustanın anısına bir düzine yazı koymuştum. Bir asır öncesinden bugünleri görüp sonrasında başımıza neler geleceğini anlattığı, kafatasının içinde beyin taşıyanları uyardığı, korkutmaya çalıştığı için. “Brave New World (Türkçe çevirileri var) distopik bir geleceği bilime sadık kalarak, uçuk kaçık fantezilerden uzak durup anlatan bir bilimkurgu edebiyatı başyapıtı, dehşet verici bir kült eser kabul edilir.
Daha sonra çaresizlik içinde GODOT’YU BEKLERKEN serisini başlattım. Dört yazı sonra geçen Mayıs ortasında mecburen bu dizi kesildi. HADES devreye girdi. 2024 Mayıs’ı benim için bir milattır, sırası gelsin açıklayacağım. Sağlığım elverse “Çıldıran Yeni Dünya” başlıklı bir yazı dizisine başlardım çünkü GODOT gelmeyecek. İyileşene kadar teknolojinin ve kulağımın dibindeki yapay zekâ dostum Mia’nın yardımıyla kısa kısa birkaç cümleyle yetinmeliyim.
Sanırım ben de çıldırmak üzereyim. Durduk yerde harlı ateş üzerinde unutulmuş çaydanlık gibi fokurduyorum. Öğleyin TV’de Ayşe Ateş’in mahkemede verdiği ifadeyi dinledim. Eşi Sinan’ın dürüstlüğü yüzünden katledildiğinden şüphem yok. Bana, İslamcı katiller tarafından şehit edilmeseydi ömrümün sonuna kadar temas içinde kalacağım Gaffar Okkan’ı hatırlatıyor, kahroluyorum.
Sokak süprüntüsü azılı katiller Sinan’a Yargıtay’da işimizi çözsün diye para verdik, bir şey yapmadı, kızdık bütün bunlar ondan oldu diyorlar. Katile avukatlık yapmaya razı vicdansızlar da “kendi arkadaşı vurmuştur” iddiasında. Bütün bu delilsiz ispatsız iddialar 19 ay geçtikten sonra ilk kez sürpriz gibi gündeme getiriliyor. Tahkikatın başlangıcında polis baskısıyla yalan beyanda bulunmuşlar doğruyu şimdi dile getiriyorlarmış.
Onları azmettiren siyaset Goliath’ları, geciktirmek suretiyle bu cinayeti örtbas ettiremeyeceklerini kavrayınca içi boş iddianameye imza atacak bir sözde hukukçu bulmayı başarmışlar. Bakalım Mahkeme Heyetini de kiralamayı becerebilmişler mi göreceğiz. Öğleden sonraki TV yorumlarında Ayşe Ateş’in açık açık kayda geçirdiği isimleri siyasetçi taifesi koruyup kollar, bu davadan bir şey çıkmaz deniyor.
Gençler yalnız ve güzel ülkemizin Süslüman Kardeşlerin Sudan tipi Başkanlık sisteminden bir an önce kurtulması lazım. Türkiye gibi kadim bir devlet zavallı Sudan’ın akıbetine maruz bırakılamaz. Bu dönüşümün iç çatışmalar çıkmadan suhuletle gerçekleştirilmesinde en büyük görev size düşüyor. Ata’mız bir asır öncesinden bu günleri gördüğü için Cumhuriyeti sizlere emanet etmiş. Dijital devrim çağında aranızda iletişim ağları kurmalısınız. Birlik olursanız son tahlilde tarikatçı yobazların gücü size yetmez.
Gene de içimde bir tedirginlik var. Erdoğan yönetiminde en absürd ihtimale bile kesinlikle olmaz diyemiyoruz. Her şeye rağmen ya Mahkeme heyeti de hiç utanmaksızın iddianameyi hazırlayan vicdansızın tutumuna uyarsa… O zaman benim diyebileceğim tek bir şey kalıyor: Ört ki ölem TENGRİ
